15 Haziran 2011 Çarşamba

AKP neler yaptı da kazandı?



Sahi AKP neler yaptı da yine kazandı? Burada kısaca bayındırlık işleri ve inşaat sektörü konularına değineceğim. Bilenler, takdir edenler etmeyenler, analizlerinizi yorum halinde bizimle paylaşırsanız aydınlatıcı olur.




Yazarımız ÖzgürB şöyle yazmştı bir yorumunda: “Biz demokrasi, hak hukuk, hatta çevre filan gibi post materyal dertlere tasalara sahipken seçmenin büyük bir çoğunluğu için yol sahibi, altyapı sahibi olmak lüks, bu nedenle bayındırlık hizmetleri 50 yıldır olduğu gibi hala rocks [hala muteber]!” (http://fikirmahsulleriofisi.blogspot.com/2011/06/2011-secim-sonuclarna-dair-ilk.html?showComment=1308039159830#c3950096433941425741).
Evet bu bayındırlık işi çok önemli. Tamam, AKP makro ölçekte KİT'leri falan özelleştirdi, tarım desteklerini iki ileri bir geri kaldırmaya çalıştı ama daha yerel düzeyde dokunmuş yeni bir tür devletçilik de yapıyor. Biraz eski veri olacak ama merkezi hazineden belediyelere aktarılan kaynağın GSMH'ye oranı 2002'de %1.3 iken 2008'de %2'ye çıktı, ve GSMH daha önce görülmemiş bir hızda büyürken oldu bu sıçrama. (2008 sonrasi verisi yok elimin altında ama bu trendin çok terse döndüğünü sanmıyorum). Buna bir de belediyelerin uluslararası piyasada daha kolay borçlanmasını ekleyin, nasıl bir kaynak yaratıldığı anlaşılır. İşsizliğin (ve işgücüne katılım oranındaki 2001 sonrası düşüşün) beli bükülemese bile büyüme kendi başına bir anlam taşıyor (en azından seçmen açısından), derken demek istediğim biraz da bu. Bunun hem yereldeki seçmenin doğrudan göreceği çıktıları var, hem de sanayi için ‘geri bağlantıları’ var. Türk inşaat sektörü şu an dünyada ilk sıralarda, bundan payını alan demir-çelik üretimi Çin ve Hindistan’ın ardından üçüncü olarak geçiyor. (Hem demir-demir çeliğin hem de inşaat hizmetinin önemli bölümü ihraç edilse de ülke içindeki bayındırlık işlerinin de yarattığı talep önemli).

Bunun yanına TOKİ'yi KÖYDES'i vb koyun. TOKİ İstanbulluların ve akademisyenlerin gündemine yerinden ettiği gecekondu sakinleri ve onlar yerine kurduğu 'prestij konutları' ile geliyor ama yerinden edilen insan sayısı Anadolu'da ev sahibi yapılan insan sayısının çok çok gerisinde. Çünkü TOKİ İstanbul'da el koyup büyük sermaye ile paylaştığı arazi rantını Anadolu'daki sübvansiyonlu sosyal konutları finanse etmek için kullanıyor. Bu yapılan doğrudur, haktır demiyorum, seçim sonucunu nasıl anlaşılır kılarız, onun yolunu arıyorum. Bu arada inşaat sektörüne TOKİ’nin katkısını unutmayalım. Kendi verilerine göre, AKP işbaşına geldiğinden beri 35 milyar dolarlık iş hacmi yarattı TOKİ inşaat sektörü için. AKP zengini ve yandaşı bir kesim inşaatçı türedi.

Tekdüze neoliberalizm eleştirisi yapıp yoksullar AKP'ye cahil oldukları için oy veriyor tekerlemesini tekrarlamak yerine bu tarz (post-neoliberal?) çözümleri iyi analiz etmemiz gerekiyor. Emek maliyeti üzerinden rekabet edebildiğimiz (bu rekabetin kanlı canlı sonuçları Tuzla tersanelerinde görünür hale gelmişti hatırlarsanız) inşaat gibi sektörler ve taşıma suyla (cari açık) dönen tüketim sayesinde yaratılan bu büyüme günü ve seçimi kurtarıyor ama bilgiye, teknolojiye, inovasyona dayalı bir büyüme patikasına oturtmuyor Türkiye’yi.

Sahi AKP başka neler yaptı da yine kazandı? Bilenler, takdir edenler etmeyenler, analizlerinizi yorum halinde bizimle paylaşırsanız aydınlatıcı olur.

Konu hakkında ayrıca bknz. http://fikirmahsulleriofisi.blogspot.com/2011/06/2011-secim-sonuclarna-dair-ilk.html

1 yorum:

OzgurB dedi ki...

Benim değil ama Ayşe Buğra'nın bu konuda ettiği bazı kelamlar var:

http://www.bianet.org/bianet/diger/130856-akpnin-secim-basarisinin-garipligi-ve-anlasilabilirligi

Her şey iyi güzel de, sol hala 12 eylül'ün izlerini taşırken üzerinde, nasıl olacak da AKP'nin siyaset makinesi karşısında hak temelli sosyal yardımlar veya devletin düzenleyici rolünü makul ve istenir kılacak halk kitleleri nezdinde? Zaten bunu çözen parti/siyasi elit Türkiye'de önemli bir düğümü de çözmüş olur sanırsam.